Fiilimsi Yüklem Görevinde: Cümleleri Yakalayın!

by SLV Team 48 views
Fiilimsi Yüklem Görevinde: Cümleleri Yakalayın!

Hey millet! Türkçe'nin o tatlı dilbilgisi denizinde yol alırken karşımıza çıkan en ilginç konulardan biri de fiilimsilerin yüklem görevinde kullanılması. Kulağa biraz karışık gelse de, aslında oldukça mantıklı ve hatta cümleye bambaşka bir hava katan bir durum bu. Gelin, bu konuyu enine boyuna inceleyelim ve bu gizemli yapıyı nasıl tespit edeceğimizi öğrenelim. Özellikle de A ve B şıklarındaki örnekleri mercek altına alacağız. Hazırsanız, başlayalım!

Fiilimsi Nedir, Ne Değildir?

Türkçe'de fiilimsiler, adından da anlaşılacağı gibi fiillerden türeyen ama fiil gibi çekime girmeyen kelimelerdir. Yani, isim-fiil (mastar), sıfat-fiil (ortaç) ve zarf-fiil (ulaç) olmak üzere üç ana gruba ayrılırlar. Kendi başlarına birer fiil olmasalar da, cümlenin anlamını tamamlayan ve fiilimsilik özelliklerini taşıyan bu yapılar, bazen öyle bir rol kapar ki, cümlenin adeta yüklemi olurlar. İşte bu noktada işler biraz daha heyecanlı hale geliyor, çünkü bizden istenen de tam olarak bu durumu yakalamak.

Normalde bir cümlenin yüklemi, bir fiildir ve zaman, şahıs gibi ekler alarak cümleyi tamamlar. Mesela, "Kitabı okudum." cümlesinde "okudum" kelimesi hem fiil hem de yüklemdir. Ancak fiilimsi yüklem olduğunda durum biraz farklılaşır. Fiilimsi, genellikle tek başına yüklem olmaz; yanına bir yardımcı fiil alarak ya da kendi başına isim-fiil olarak yüklem görevini üstlenir. Bu durum, özellikle anlatımı zenginleştirmek ve daha akıcı hale getirmek için sıkça tercih edilir. Yani diyeceğimiz o ki, fiilimsiler sadece fiilimsilikleriyle kalmaz, bazen de başrolü kapıp cümlenin bel kemiği oluverirler. Bu da bizim dilimizi daha renkli ve esnek kılan özelliklerinden biri aslında, ne dersiniz?

Bu 'yan rol'den 'başrol'e geçiş, dilbilgisinde gerçekten de üzerinde durulması gereken bir konu. Çünkü bizler, bu fiilimsilerin ne zaman ve nasıl yüklem olabileceğini anladığımızda, Türkçe'yi daha derinlemesine kavramış oluyoruz. Özellikle sınavlarda veya dilbilgisi sorularında karşımıza çıkan bu türden sorular, konuyu ne kadar iyi anladığımızı ölçmek için harika birer fırsat. Şimdi gelelim bu işin pratiğine, yani verilen örneklerde fiilimsinin yüklem olup olmadığını nasıl anlayacağımıza. Bu kısmı dikkatli takip edin, çünkü asıl can alıcı nokta burası.

Örnekleri Yakından İnceleyelim: A ve B Şıkları

Şimdi gelelim o meşhur örneklere! Bize verilen soruda, "Teknoloji her geçen gün yeni şeyler icat ediyor." ve "Belki de" gibi ifadeler üzerinden fiilimsinin yüklem olup olmadığını sorgulamamız isteniyor. Bu iki örneği tek tek ele alalım ve hangisinde fiilimsinin yüklem görevinde kullanıldığına karar verelim. Unutmayın, biz fiilimsi yüklemde arıyoruz!

Şık A: Teknoloji Her Geçen Gün Yeni Şeyler İcat Ediyor

Arkadaşlar, ilk örneğimize bakalım: "Teknoloji her geçen gün yeni şeyler icat ediyor." Bu cümlede dikkat etmemiz gereken kelime ediyor. Peki, ediyor kelimesi bir fiilimsi mi? Hayır, değil! Etmek fiili, burada icat ismiyle birleşerek birleşik bir fiil oluşturmuş ve yor ekini alarak çekimli bir fiil olmuş. Yani, cümlenin asıl yüklemi icat ediyor. Bu kelime, zaman ve şahıs eklerini almış, yani bir çekimli fiil. Dolayısıyla, bu cümlede herhangi bir fiilimsi yüklem görevinde kullanılmamıştır. Burada işler basit; ediyor kelimesi bildiğimiz, bildiğimiz bir yüklem. Fiilimsi falan yok burada, sadece düz bir fiil var, olay bu kadar basit. Yani ilk şık, bizim aradığımız cevap değil.

Bu cümlenin yapısı oldukça standart bir Türkçe cümleye benziyor. Özne (Teknoloji), zarf tümleci (her geçen gün), belirtisiz nesne (yeni şeyler) ve yüklem (icat ediyor). Burada icat etmek fiili, zaman ekini (-yor) alarak çekimlenmiş ve cümlenin yüklemi olmuş. Eğer cümlede geçen kelimelerden biri isim-fiil, sıfat-fiil veya zarf-fiil olsaydı ve yüklem görevini üstlenmiş olsaydı, o zaman işler değişirdi. Ancak burada etmek fiili, icat ile birleşerek tam olarak fiil görevini yerine getiriyor ve çekimli halde bulunuyor. Bu yüzden, bu örnekte fiilimsi yüklem arayışımız maalesef sonuçsuz kalıyor. Bu, fiilimsilerin bazen nasıl yanıltıcı olabileceğini de gösteriyor, değil mi?

Unutmamalıyız ki, fiilimsiler kendi başlarına yüklem olamazlar (genellikle). Onların yüklem olabilmesi için genellikle bir yardımcı fiil ile bir araya gelmeleri gerekir. Örneğin, "Onun tek istediği gelmesiydi." cümlesinde gelmesi kelimesi bir isim-fiildir, ancak tek başına yüklem değildir. Yüklem olan kısım gelmesiydi'dir, burada gelmesi isim-fiili idi ek-fiili ile birleşerek yüklem görevini üstlenmiştir. İşte bu türden yapılar bizim için önemlidir. Ancak ilk şıkta böyle bir durum söz konusu değil. Sadece basit bir çekimli fiil var, o kadar.

Şık B: Belki de... (Tamamlanmamış Cümle Değerlendirmesi)

Şimdi gelelim ikinci örneğe: "Belki de". Dostlar, bu ifade tek başına bir cümle oluşturmuyor. Bu bir kelime grubu ve cümlenin bir parçası olabilecek bir olasılık veya ihtimal belirtiyor. Eğer soru tam olarak bu şekildeyse, yani "Belki de" şeklinde bitiyorsa, o zaman bu cümlenin bir yüklemi bile yok demektir, fiilimsi yüklem olmasından bahsetmek zaten mümkün olmaz. Ancak, eğer soru metninde bu ifade, bir cümlenin başlangıcı olarak verilmiş ve devamı ima ediliyorsa, o zaman o devamın ne olduğunu bilmemiz gerekir. Diyelim ki, soru aslında şöyle devam ediyordu: "Belki de gelmeseydi." Bu durumda gelmeseydi kelimesine bakardık. Gelmek fiiline -me isim-fiil eki ve -se şart kipi gelmiş. Ama bu yine de tam bir fiilimsi yüklem durumu değil. Ya da şöyle olsaydı: "Belki de gelmesiydi." Burada gelmesi isim-fiil, idi de ek-fiil. İşte bu tür bir yapıda, isim-fiil olan gelmesi kelimesi, idi ek-fiiliyle birleşerek cümlenin yüklemi olmuştur. Bu tam olarak bizim aradığımız senaryo olurdu. Yani, fiilimsinin kendisi değil ama onunla birlikte ek-fiil alarak yüklemleşmesi.

Bu tür durumları anlamak için anahtar kelime ek-fiildir. Ek-fiiller (idi, imiş, ise, dir), isimleri ve isim-fiilleri yüklem yapma görevini üstlenirler. Bu yüzden, bir fiilimsi gördüğümüzde ve onun yüklem olup olmadığını merak ettiğimizde, hemen arkasına bakmalıyız. Eğer orada bir ek-fiil varsa ve fiilimsiyle birleşmişse, evet, o fiilimsi yüklem görevinde kullanılmıştır diyebiliriz. "Belki de" örneği tek başına değerlendirildiğinde bir sonuç vermez, ancak bu tür bir yapıya işaret ettiği düşünülebilir. Eğer soru biraz daha detaylı olsaydı, bu noktada fiilimsi yüklem bulma ihtimalimiz artardı.

Özetle, eğer soruda "Belki de" ifadesi bir cümlenin başlangıcı olarak verilmişse ve devamında bir isim-fiil + ek-fiil yapısı varsa (örneğin, "Belki de görmesiydi."), işte o zaman görmesi kelimesi yani isim-fiil, yüklem olmuş demektir. Bu, görmek fiilinden türeyen görmesinin, -si isim-fiil ekiyle birlikte, idi ek-fiiliyle birleşerek cümlenin temelini oluşturduğu anlamına gelir. Bu, cümlenin temel anlamını taşıyan kısmıdır ve fiilimsinin gücünü gösterir. Tek başına "Belki de" diyerek bir yere varamayız ama bu ihtimal, fiilimsi yüklem konseptini anlamak için harika bir başlangıç noktası olabilir.

Fiilimsi Yüklem Nasıl Olur? Kilit Noktalar

Arkadaşlar, gelelim işin özüne. Bir fiilimsinin yüklem görevinde kullanıldığını nasıl anlarız? İşte size birkaç altın kural:

  1. Ek-Fiil Varlığı: En belirgin işaret, fiilimsinin bir ek-fiil ile birlikte kullanılmasıdır. Yani, isim-fiil (mastar), sıfat-fiil (ortaç) veya zarf-fiil (ulaç) kelimesinin arkasından idi, imiş, ise veya dir gibi ek-fiiller geliyorsa, o fiilimsi büyük olasılıkla yüklemdir. Örneğin: "Onun en büyük hayali gezmeydi." Burada gezmeydi kelimesinde gezme isim-fiildir ve idi ek-fiili ile yüklem olmuştur.

  2. Anlam Bütünlüğü: Fiilimsinin cümlenin ana fikrini taşıması ve tek başına anlamlı bir bütün oluşturması gerekir. Eğer fiilimsi olmadan cümle eksik kalıyorsa, muhtemelen yüklem görevindedir.

  3. Çekimli Fiil Olmaması: Cümlede başka bir çekimli fiilin yüklem olarak kullanılmamış olması gerekir. Eğer cümlede zaten bir çekimli fiil varsa, fiilimsinin yüklem olma ihtimali azalır (istisnalar olsa da).

Bu kuralları aklımızda tutarak, sorulardaki cümleleri dikkatlice analiz edebiliriz. Teknoloji örneğinde icat ediyor bir çekimli fiildi, yani fiilimsi yüklem durumu yoktu. Eğer "Belki de" ifadesi devamında bir isim-fiil ve ek-fiil barındırsaydı, işte o zaman aradığımız yapıyı bulmuş olurduk.

Bu kurallar, fiilimsilerin sadece cümleye renk katmakla kalmayıp, aynı zamanda cümlenin bel kemiği olabileceğini gösteriyor. Dilbilgisinin bu inceliklerini kavramak, Türkçe'yi daha bilinçli kullanmamızı sağlıyor. Unutmayın, her fiilimsi yüklem olmaz ama yüklem olabilenler de dilimize ayrı bir zenginlik katıyor. Bu yüzden, bu konuya hakim olmak hepimizin faydasına olacaktır. Hadi bakalım, pratik yapmaya devam!

Son olarak, bu türden dilbilgisi konularını öğrenirken en etkili yolun bol bol örnek çözmek olduğunu unutmamalıyız. Karşımıza çıkan her cümleyi dikkatlice inceleyerek, fiilimsilerin nerede, nasıl ve ne amaçla kullanıldığını anlamaya çalışmalıyız. Özellikle fiilimsilerin yüklem görevinde kullanıldığı örneklere odaklanmak, bu konudaki hakimiyetimizi artıracaktır. Başarılar dilerim arkadaşlar!